Close
Close

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Devrimin Ülkesi Küba – Trinidad Gezi Rehberi

Devrimin Ülkesi Küba – Trinidad Gezi Rehberi

Trinidad Gezi Rehberi ve Trinidad Gezilecek Yerler

Trinidad’ı daha varır varmaz sevdik ve Küba’da gezdiğimiz şehirler arasında en çok bağlandığımız Trinidad oldu. Trinidad’a Viazul otobüs firmasıyla, Havana’dan tek yön 25 CUC’a, ya da bulursanız kolektif taksiyle rahatça ulaşabilirsiniz. Küba’ya Hazırlık Rehberi yazımızda bununla ilgili yazdık. Bakabilirsiniz.

Küçücük daracık sokakları, o mutlu insanları ve iki katlı evleriyle, hiç acelesi olmayan bir şehir burası insana ayrı bir huzur veriyor. İnsanları görüyorsunuz meşhur plajı Playa Ancon’dan dönen. İnsanlar plaja üç adet bikini ve bilumum kremlerle gitmiyor Küba’da. Tek bir bikinisi ve çokça arkadaşı var insanların bu şehirde. Yolda yürürken insanların elinde cep telefonu yok, şakalaşıyorlar birbirleriyle onun yerine. Fakirlik var evet, ama bizim bildiğimiz türden fakirlik değil. Fakirlik yüzünden yetersiz beslenmek diye bir şey yok mesela. Devlet çocukların gelişimine göre yeterli et ve sütü ücretsiz olarak sağlıyor. Sokakları her daim canlı, akşam olunca insanlar kapılarını bile kapatmıyor. Kapılarının önünden geçerken kendinizi evlerine misafir olmuş gibi hissediyorsunuz. İnsanlar evlerinin önüne yayılıp muhabbet ediyor. Diyeceğimiz o ki çok güzel bir şehir burası!

Plaza Major
Plaza Major

Trinidad Gezi Notları

Büyük bir şehir değil Trinidad, her yerini yürüyerek gezebilirsiniz. Biz ‘Plaza Mayor’a yakın ‘Hostal Adoquines’te kaldık ve evin sahibi Yobani’yle karısı çok tatlı insanlardı. Evlerinin iki odasını misafirlere ayırmışlar, odalar ise çok rahat ve temizdi, eve vardığımız gibi bizi güleryüzle karşıladılar(Her Kübalı gibi!). Bizim kaldığımız katın yan odasında Yobani’nin annesiyle babası kalıyordu ve olmayan ingilizceleriyle o kadar güzel konuştular ki! Küba’da Türk dizileri çok meşhur ve biz eve gittiğimizde evin babaannesi ‘Fatmagül’ün Suçu Ne’ izliyordu. Türk olduğumuzu öğrenince içeriden bütün türk dizi DVD’lerini getirip anlatmaya başladı. (En çok Kenan İmirzalıoğlu’nu beğeniyormuş hatta!) Türkiye gibi güzel bir ülkede niye sürekli kötü olaylar yaşandığını anlamadıklarını söylediler(keşke biz de bilsek). Oda başı gecelik 25 Cuc verdiğimiz bu evde kalmak isterseniz; hostaladoquines@gmail.com Yobani’nin mail adresi.

Plaza Mayor, şehrin tam merkezi ve şehri arşınlarken bir şekilde sürekli kendinizi Plaza Mayor’da buluyorsunuz. Şehrin meşhur kilisesi ‘Trinidad Klisesi’ de burada. Trinidad’ın en güzel yeri sokakları ve minik restoranları. Haliyle, Trinidad’da yapacağınız en güzel şey de, sokaklarında bol bol fotoğraf çekip, ara verdikçe güzel restoranlarına oturmak! Bu şehrin, gerçekten insanı kendisine çeken bir ruhu var ve yürüdükçe, sokaklara girdikçe daha iyi anlıyorsunuz.

Biz de madem Trinidad’da bol bol yedik, içtik ve gezdik,

Sol y Son
Sol y Son
Yeme-içme kısmını anlatmadan olmaz dimi!

‘Restaurant Sol y Son’ ve ‘San Jose’ Trinidad’ın en sevilen restoranları. Restaurant Sol y Son’a ne kadar bayıldıysak ve öneriyorsak, ‘San Jose’yi de bir o kadar beğenmedik ve önermiyoruz. Restaurant Sol y Son’un menüsünde onlarca kokteyl var ve fiyatları 2 Cuc civarı. İnsanın gözü dönüyor. Şu an adını tam hatırlayamadık ama mekanın kendi spesyal kokteylini mutlaka deneyin.

"Şekil" Kokteyllerle Şımarttılar Bizi
“Şekil” Kokteyllerle Şımarttılar Bizi

‘Sol Ananda’ ise Plaza Mayor’un göbeğinde değil adeta ‘içinde’, tam bir Küba restoranı. Terasında yer bulabilirseniz daha da bir şanslısınız.

Bu kadar dans tutkunu bir ülkeye gidilir de hiç ‘müzik evleri’ne gidilmez mi! İşte ‘Casa de la Musica’ Kübalıların devlet eliyle işletilen dans-müzik-eğlence mekanları ve Trindad’daki o kadar güzeldi ki. Kocaman bir alan düşünün, ortada yerli müzisyen ve dansçılar ediyor ve siz de, ister dansa katılıyor ister kokteylinizi alıp izliyorsunuz. En güzeli de dansın ve eğlencenin bu kadar doğal ve içten yapılıyor olması. Biz bu ‘Casa de la Musica’yı çok sevdik.

Trinidad'da Sıradan Bir Gece
Trinidad’da Sıradan Bir Gece
La Canchanchara

La Canchanchara aşırı güzel bir Küba kokteyli ve Trinidad’daki aynı ismi taşıyan bu mekan da doğal olarak ‘La Canchanchara’sıyla ünlü. İçinde sürekli bir canlı müzik, sürekli bir hareket olan bu yeri de çok sevdik. Trinidad’ın uğranmazsa olmazları olarak listenize alabilirsiniz.

Ancon Plajı

Nam-ı değer ‘Playa Ancon’ Trinidad’ın ünlü plajı ve aynı zamanda Karayiplerin en güzel plajlarından olarak geçiyor. Trinidad şehir merkezinden taksiyle 10 dakikada ve çok ucuza gidebilirsiniz. Eğer Varadero’ya gitmeyecekseniz (-ki bizce Varadero’ya hiç gerek yok!) mutlaka Playa Ancon’a gidip Karayipleri bir deneyin.

Playa Ancon
Playa Ancon
Hoyo Del Pilon Şelalesine At Turu

Her uzun tatilin asla unutulmayacak bir anısı vardır. Tatilin iyi kötü zamanları unutulsa bile, aklınıza o ülke gelince, anısıyla birlikte gelir. İşte bizim için Küba gezimizin en unutulmayacak ve en değişik anısı bu at turu oldu!

Şehirde gezerken karşınıza sürekli ‘Hoyo Del Pilon’a At Turu’ pazarlamaya çalışanlar çıkıyor. Biz de ‘Şelaleye tur otobüsüyle götürüyorlardır, orada da göstermelik ata bindiriyorlardır’ diye düşünerek turla son güne kadar ilgilenmediysek de son anda içimizde kalmasın diye katılmaya karar verdik. Ama gel gör ki, o işler hiç bizim sandığımız gibi değilmiş! Meğersem bizim 5 dakika ata bindirip indirirler diye düşündüğümüz bu tur, bildiğiniz ata sporuymuş!

Kanımızda Var!!
Kanımızda Var!!
Zaferin Tadını Çıkarmak
Zaferin Tadını Çıkarmak

Küba insanı rahat demiştik, hatta o kadar rahatlar ki, ilk defa at binişiniz bile olsa, ‘Aman en kötü düşe kalka öğrenir’ diye düşünüyorlar ve kendinizi bir anda şelaleye ulaşmak için atın tepesinde, tek başınıza saatlerce dağ tepe tırmanırken buluyorsunuz! Hatta dağ tepe tırmanmak yetmiyor, atların yarı bacağına kadar çamura saplandığı yerlerden geçiyorsunuz. Daha bitmedi, dağın tepesinde atları bıraktıktan sonra, yarım saate yakın dağa tırmanıyorsunuz ve işte şelale karşınızda! Sonrası mı? Sonrası kendinizi şelaleye bırakış (zaten afedersiniz ama her yeriniz at b.ku), bir takım kutlamalar ve dönmek istediğinizde de aynı yolu aynı şekilde dönüş. Hatta bu sefer hava kararmak üzere olduğu için atları dört nala koşturarak dönüş.

Sonunda bir hafta boyunca bel, boyun ve popo ağrısı çekmiş de olsak, bu turu her zaman bize Trinidad’ın hem en büyük bonusu ve en güzel hikayesi olarak hatırlayacağız.

Trinidad’daki günlerimiz çok güzel günlerdi. İyi ki de Trinidad’a gitmişiz, kalmışız ve o güzel insanların evinde kalmışız.

Artık Varadero’ya geçebiliriz.

Aşığız Özgüvenine!
Aşığız Özgüvenine!

 

Instagram’da da varız ve Bekleriz 🙂

https://www.instagram.com/yoldabiblog/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close