Los Angeles Gezi Rehberi ve Los Angeles Gezilecek Yerler

Los Angeles Gezi Rehberi ve Los Angeles Gezilecek Yerler

Los Angeles gezi rehberi ve Los Angeles gezilecek yerler’e hoşgeldiniz! 

Bir şekilde Los Angeles’da geçen bir Hollywood filmi izlemiş, bilgisayar oyunu oynamış, ya da içinde ‘California’ geçen bir şarkı dinlemişsinizdir. Ya da belki bizim gibi Charles Bukowski hayranısınızdır, ve Los Angeles sizin için Bukowski’nin şehridir! ☺

Los Angeles bizim için uzakta bir yerde, çelişkilerin, lüks mağazaların, sahillerin ve eğlencenin bir arada toplandığı bir şehrin adıydı. Birlikte gezdiğimiz son 5 senedir gitmek isteyip bir türlü denk getirememiştik. 2019’un Mayıs ayında ise artık iş için 3. Kez Las Vegas’a gideceğim belli olunca, Las Vegas sonrası Los Angeles’da buluşacağımız bir plan yaptık. Hem böyle olunca benim uçak biletim iş gezisi sebebiyle ödenmiş oldu. Doğrusunu söylemek gerekirse tüm Los Angeles planı böyle çıktı, tamamen 1 biletin bedavaya geliyor olmasıyla.. ☺ 

Fakat iyi ki de çıkmış. Los Angeles’ı ve Joshua Tree Ulusal Parkı’nı gezdiğimiz 5 günlük geziden, geldiğimizden daha genç hissederek döndük. İnsan bazen böyle kendisini sarsacak, her daim yaşayan ve sokaklarda olan şehirleri de gezmek istiyor. Hele bizim gibi içiniz dışınız doğa ise. 

Belki de sizin de Los Angelas’a yolunuz düştü. Iş gezisine gidiyorsunuz, balayına gidiyorsunuz ya da Kaliforniya’da ‘road trip’ yapacaksınız. Herkese yardımcı olacağını düşüdüğümüz bir Los Angeles gezi rehberi ve Los Angeles gezilecek yerler ile karşınızdayız! 

Los Angeles Gezi Rehberi

Los Angeles gezi rehberi yazımızda Los Angeles’a nasıl gidilir, Los Angeles’ta ulaşım, Los Angeles gezilecek yerler, Los Angeles Konaklama, Los Angeles kaç günde gezilir, Los Angeles’a ne zaman gidilir ve Los Angeles’da yeme içme’den detaylıca bahsettik. Buyrun Los Angeles Gezi Rehberimiz ve 5 günde Los Angeles’da nereleri gezdiğimize! ☺ 

Los Angeles’a Ulaşım – ve Amerika Vizesi Nasıl Alınır?

Los Angeles uçuşu Türkiye’den yaklaşık 13 saat sürüyor. Direkt uçuş tercih edebileceğiniz gibi daha uygun fiyatlı aktarmalı seçenekleri de tercih edebilirsiniz. Los Angeles’a giden uygun ve bizim de denediğimiz havayollarından birisi KLM. Aktarma uçuşları Amsterdam’dan oluyor ve uçakları oldukça rahat. Bunun dışında KLM’nin kardeş firması Air France da Los Angeles’a çok sayıda aktarmalı uçuş gerçekleştiriyor. 

Bugün Los Angeles – İstanbul arası saat farkı 10 saat, ve bu demektir ki Los Angeles’a vardığınız anda çok büyük ihtimalle biraz şaşkına döneceksiniz. İlk güne ağır bir gezi planı yapmamanızı öneririz. ☺ Biz normalde “jetlag”ı hafif atlatıyoruz fakat bu sefer öyle yamulduk ki, ilk gün gezeceğimiz yerlerden vazgeçip uyuduk….Normalde iki elimiz kanda olsa gezeriz düşünün…bu sefer nasıl bir uykuysa, geldi gitmedi…

Amerika vizesi nasıl alınır sorusuna gelirsek; şurada oldukça detaylı bir şekilde anlattık ve ikimizin de yazıdaki gibi yaptığımız başvurular sonucunda 10 senelik ABD vizesi var şu an. Aklınıza takılan bir şey olursa yine de sorabilirsiniz.

Amerika Turist Vizesi Nasıl Alınır? Yolda bi’ Blog Adım Adım Sunar 2019

Los Angeles’ta Ulaşım – Araba kiralamak gerekli mi? 

Diyelim ki Los Angeles uçak biletinizi aldınız, yapmanız gereken bir şey daha var; araba kiralamak! Los Angeles’ta toplu taşıma var diyorlar, fakat görmek kısmet olmadı, cidden olmadı çünkü herkes arabasında ya da herkes Uber kullanıyor. Toplu taşımayla da halledersiniz demek isterdik fakat Los Angeles’da inanın çok zor. Los Angeles’ta Gezilecek yerler çok dağınık ve zaten mesafeler uzak olduğu için kendi aracınızla bile zaman kaybediyorsunuz. Toplu taşıma hem zaman kaybettirici olacaktır, hem de her yerden her yere toplu taşıma yok…Araç kiralamak şart gibi, o mümkün değilse de Uber kullanmak.

Los Angeles’ta Araç Kiralama

Biz bu gezide de aracı rentalcars üzerinden kiraladık, 5 günlüğüne toplam 160 Euro ödemişiz. Üzerine bir de kendi kiraladığımız araç, teslim saatinde müsait olmadığı için bir üst modelini verdiler. Araba konusunda şanslıydık. 

Los Angeles’ta Araç Kiralayanların Dikkat Etmesi Gerekenler

Fakaat..her şey arabayı kiralamakla bitmiyor…Los Angeles’ın melekleri ve Hollywood Bulvarı kadar meşhur bir şeyi daha var, trafik! Toplu taşıması gelişmemiş ve 18 milyon nüfusluk bir şehirden bahsediyoruz. O yüzden plan yaparken bir yerden bir yere gitmenin çoğunlukla en az yarım saat süreceğini ve bir yarım saat de park yeri aramak zorunda kalabileceğinizi hesaba katmakta fayda var. Bir de arabayı park ederken işaretlere, renklere ve park süresü sınırlaması tabelalarına bakmanız gerekiyor. Kaldırım kırmızıya boyanmışsa park yasak demek. Beyaz ise park edebilirsiniz fakat hemen yanındaki tabelaya bakıp park süresine dikkat etmeniz gerekiyor. Diyelim bu iki adımı başarıyla yaptınız, üçüncü adım eğer park ettiğiniz yer paralıysa, hemen yandaki para cihazına ödeme yapmak. Ve bunu günde en az 5 kez tekrarlamak…Los Angeles’ta bizi en çok yoran şey bu oldu. 

Bir de her gittiğim şehri yürüyerek keşfetmeyi seviyorum, Los Angeles yürüyerek keşfedilmez mi diye düşünüyorsanız, gerçekten mümkün değil. Mesafelerin arası uçurum ve sahil kenarları hariç çoğunlukla yollar da arabalar için tasarlanmış. Ancak gittiğiniz mahallelerde falan arabayı park ettikten sonra biraz yürüyorsunuz o kadar. Yani Los Angeles geziniz bol arabalı geçecek, çare yok! 

Los Angeles’a ne zaman gidilir? Los Angeles’ın En Güzel Zamanları

Los Angeles ile ilgili sevdiğimiz şeylerden birisi, havasının yaz – kış güzel olması ve bu yüzden de filmlerde izlediğimiz Los Angeles’ın her daim güneşli olması! Şöyle ki, Los Angeles’da sıcaklık Kasım – Ocak ayları arası biraz düşse bile hiçbir zaman 10-12 derecenin altına düşmüyor ve yaz zamanı da 18 – 28 derece arası gidiyor. Bu havalardan yola çıkarak, bizce Los Angeles’a her zaman gidilir, fakat Temmuz – Eylül ayları arasının oldukça kalabalık olacağını hatırlamakta fayda var. Biz Mayıs ayında gittik ve çok idealdi. Aynı şekilde Ekim ayı da Mayıs gibi, sıcak ve az kalabalık olur diye düşünüyoruz. 

Los Angeles Kaç Günde Gezilir? 

İşte hileli bir soru daha..! Los Angeles için kaç gün gerekir? Los Angeles görülecek turistik noktalardan çok, keyfi çıkarılacak kafelerden, sahillerden oluşan bir şehir ve insanı kendisine çeken bir hayat tarzı var, ruhu var. Los Angeles’da gördüğünüz şeyler, bir Avrupa şehrindeki gibi sizi görsel olarak hayran bırakmayabilir fakat sahilde içtiğiniz bir kokteyl ya da Venice Beach’de batırdığınız bir güneş size bu şehri sevdirecek olan şeyler. Uzun lafın kısası, Los Angeles ne kadar vaktiniz varsa o kadar gezilecek bir şehir. Ve ne kadar uzun kalırsanız o kadar seveceğiniz.

Biz 3,5 gün kaldık ve tabii ki yetmedi. Hem de ille de görülmesi gereken Hollywood Sign ve Hollywood Bulvarı gibi turistik şeylerden kaçınıp, daha çok şehir hayatını yaşamaya çalışmamıza rağmen. Tavsiyemiz Los Angeles’a en az 4 gün ayırmanız. Bu sürede belki 2 gün turistik yerleri gezip, kalan 2 gün keyif yapabilirsiniz. Daha çok zamanı olanlar plana Universal Studios’u ekleyebilir. 

Los Angeles Gezi Rehberi – Los Angeles Konaklama 

Biz Los Angeles gezi planımızı yaparken en çok zorlandığımız şeylerden birisi Los Angeles’da konaklama seçmek oldu. Çünkü şehir çok büyük ve tek bir merkezi yok, ayrıca her semti de aşırı güvenli değil ve bazı güzel semtleri gün içinde gezeceğiniz yerlere çok uzak. Aynı şekilde sahil kısmı da çok güzel fakat şehrin her yerine uzak. Aynı zamanda konaklama Los Angeles’da çok pahalı bir şey! ☹

Los Angeles’da Ucuz ve Güzel Oteller

Uzun uzun istişareye yattıktan sonra Beverly Hills ile West Hollywood arasında bir yerde kaldık ve şimdi doğru tercih yapmışız diyebiliriz. Onun dışında uygun konaklama bulursanız Pasadena bölgesini tercih edebilirsiniz. Bizim Los Angeles’daki favori bölgemiz Pasadena oldu. Pasadena bölgesindeki otellere şuradan bakabilirsiniz;

Bir de Los Angeles’da konaklama seçenekleri bakarken çoğunlukla ‘motel’lere rastlayacaksınız. Moteller aslında bildiğimiz otel, fakat 1-2 katlı ve az odalı olanlara ‘motel’ diyorlar. Bizim gibi ‘motel’ denen otelimside kalmaya karar verirseniz mutlaka Booking puanına ve yorumlara iyice bakın. Her motel her otel gibi iyi olmuyor. ☺

Los Angeles’da Airbnb Evleri

Ben Airbnb’de kalmak istiyorum derseniz de şöyle bir link bırakalım. Bu linkle Airbnb’ye üye olursanız ilk konaklamanızda geçerli 130 lira gibi bir kredi kazanıyorsunuz ve Airbnb kullanmaya devam ettikçe, Airbnb sizi daha çok sevmeye başlayıp bir anda hesabınıza süpriz krediler yükleyebiliyor.

Artık Los Angeles gezilecek yerler kısmına geçin dediğinizi duyar gibiyiz, hemen geliyor. ☺

Los Angeles Gezi Rehberi – Los Angeles Gezilecek Yerler 

LA deyince aklımıza Amerikan filmlerindeki sahil sahneleri geliyor. Hani palmiyeli, insanların kaykay kaydıkları ve cıvık cıvıl gözükenler. O yüzden sahillerden başlayalım! 

Venice Beach 

Venice Beach’e geldiğinizde şöyle diyeceksiniz ‘biz burayı daha önce görmüştük!’ Gerçekten de bir Amerikan filmi sahilinde geçen her şey burada. Uzun uzadıya uzanan bir sahil, sahil kenarında dondurmacılar smoothieciler kahveciler ve bilimum publar, biraz ilerleyince karşınıza çıkan kaykay pisti ‘Venice Skate Park’ ve herkesin don paça spor yaptığı ‘Musch Beach’ ile bizce fazlası var, eksiği yok! ☺ 

Ayrıca sahilin başlangıcında sahile parallel şekilde olan ‘Venice Canals’ sokaklarını mutlaka görün. Tabii bir Venedik gibi güzel değil, fakat birden karşınıza çıkınca seviniyorsunuz. Bir de yine buraya yakın, herkesin (ve bizim de) bir kez fotoğrafını çektiği ‘Venice Sign’ var. Burada fotoğrafınızı da çektikten sonra artık sahile tekrar dönüp Santa Monika Pier’e kadar yürüyebilirsiniz. Venice Sign’da güzel fotoğraf çekme taktiği ise ışıkları beklemek ve karşıdan karşıya geçerken güzel bir kare yakalamak. Gittiğinizde ne demek istediğimizi anlayacaksınız. 🙂

Biz bir gün öğleden akşama kadar olan kısmı sadece Venice Beach’e ayırdık ve acele etmeden tadını çıkarttık. Sadece 1-2 saat ayırırsanız görme telaşından keyfi çıkmaz diye düşünüyoruz. 

Venice bölgesine kadar gelmişken ‘Third Street Promenade’ye de uğrayabilirsiniz. Tabii ki yine karşınıza butik dükkanlar, kahveciler ve bir takım hipster dükkanalr çıkacak..

Santa Monica Pier 

Dönme dolabıyla meşhur bu iskele, tam Venice Beach’in bittiği yerde, o yüzden yürüyerek Venice Beach’i baştan sonra geçerseniz karşınıza çıkacak. İskelenin üzerindeki dükkanlar ve kafeler hem çok pahalı, hem de çok turistik. Fakat iskeleden sahile inerseniz sizi Los Angeles’ın en güzel gün batımı bekliyor . Burayı gün batımı zamanı gidip sevmeme ihtimaliniz çok az! 

Santa Monica’ya geldiğinizde Route 66 temalı yüzlerce şey göreceksiniz; bunun sebebi Chicago’dan başlayıp Santa Monica’ya kadar devam eden efsanevi ‘Route 66’ yolunun bitiş noktasının Santa Monica Pier olarak işaretlenmiş olması.

Manhattan Beach ve Hermosa Beach ise bizim gidemediğimiz iki sahil oldu. Manhattan Beach, Venice’e göre daha ‘yüzülesiymiş’. O yüzden yüzmek isteyenler buraya gidiyormuş. Tabii biz ‘beach’ diyoruz ama Türkiye’nin denizlerine alıştıktan sonra okyanusun soğuğu ve dalgası size yüzmek için cazip gelmeyecektir. Zaten göreceksiniz ki yüzen neredeyse hiç yok. Esas keyfi sahilinde oturmakta. 

Hollywood Walk of Fame  

LA’in en ama en turistik olan, fakat bizim es geçtiğimiz bir yer. İnanın pişman değiliz. ☺ Biraz bahsetmek gerekirse burası bilimum Hollywood oyuncularının ve müzisyenlerinin adının yazılı yıldızların olduğu ünlü ‘Walk of Fame’. Hemen yakınında da Oscar Ödüllerinin verildiği Dolby Theatre var. 

Gitmeden önce burasının aşırı kalabalık olduğunu ve ayakları yerde birleştirip yıldızların önünde fotoğraf çekmek dışında bir şey olmadığını okuduğumuz için gitmek istemedik.  

O zaman en turistik bir ikinci aktiviteyle devam ediyoruz; 

Griffith Park ve Griffith Gözlemevi

Los Angeles’in simgesi olmuş bir yer daha, fakat bu sefer güzel! Adı gözlemevi fakat sergiler için bile kullanılıyor, ayrıca girişi ücretsiz. Pazartesi hariç de her gün açık. 

Griffith Gözlemevi dağ eteğinde olduğu için Los Angeles’ı tepeden kocaman bir açıyla görüyor. Hal böyle olunca meşhur ‘Hollywood Sign’ı da buradan görebiliyorsunuz. Santa Pier için Los Angeles’ın en güzel gün batımı demiştik, Griffith Gözlemevi içinde ikincisi diyebiliriz. Hem de alabildiğine Los Angeles manzarasıyla!

Downtown Los Angeles 

Böyle deyince bir ilgi uyanıyor biliyoruz, fakat Los Angeles’da görüp de sevmediğimiz tek yer olduğu için yazıp geçesimiz var. Maksat güzel yerlere sıra gelsin. ☺

Downtown LA’in kulelerle, yüksek binalarla, iş merkeziyle kuşanmış bölgesi. Adeta bölgeden bir ‘grilik’ akıyor diyebiliriz. Akşam olduğunda da güvensizleşiyor çünkü çevrede çok sayıda evsiz var. 

Gitmeden önce burada Little Tokyo, Chinatown gibi bölgeler olduğunu okuyup sevinmiştik fakat buradaki Chinatown da bizim bildiğimiz Chinatown’lar gibi çıkmadı. :/ Bir de son olarak Arts District var ama orada da o kadar çok evsiz var ki içiniz acıyor, bir an önce dönmek istiyorsunuz. Nitekim Downtown’da aradığımızı bulamadık. Tek az da olsa beğendiğimiz şey Walt Disney Konser Binası oldu diyebiliriz.

LACMA (Los Angeles Museu of Art) 

Los Angeles fotoğraflarına bakarken onlarca sokak lambasının aydınlattığı bir bina girişine denk gelmişsinizdir. İşte burası meşhur Los Angeles Sanat Müzesi! 

Müzenin içi ayrı, dışı ayrı güzel. Oldukça büyük bir koleksiyona sahip ve, modern and contemporary art, European Art, Latin American Art gibi toplam 6 ana bölümden oluşuyor. Bunun dışında geçici sergileri olan dev bir binası daha var. Böyle sayınca tahmin edersiniz ki müzenin tamamını 1 günde gezmek imkansız, o yüzden nokta atışı yapmak daha güzel olacaktır. 

Binanın yan taratından ufak bir geçit ile Page Müzesi’nin bahçesine çıkabilirsiniz.

Eğer bizim gibi LA’de tek bir müze için zamanınız varsa, burası bizce doğru adres. ☺ Çarşamba günleri kapalı ve giriş ücreti 20 Usd (öğrenciye 16 Usd). 

Los Angeles’ta gidilesi diğer müzeler sanat müzesi olan ‘Getty Museum’ ve çağdaş sanat müzesi olan ‘The Broad’ diyebiliriz. Biz sadece LACMA’yı gezebildik fakat bu iki müze hakkında da hep iyi şeyler duyduk.

Beverly Hills Bölgesi

Milyon dolarlık evler, palmiye araçları ve lüks Amerikan araçları, bunun üzerine tenis kortları ile tam olarak zenginliğin tanımı burası olmalı. Fakat kültürel anlamda bir zenginlikten bahsetmiyoruz, maddi zenginlik! En pahalı markalar, en muhteşem evler hepsi burada. 

Peki Beverly Hills bir turist için neler vadediyor derseniz; bizce meşhur Rodeo Drive’den, yine meşhur Beverly Hills Hotel’in olduğu yere gelmek, etrafınıza şöyle bir bakmak ve yola devam etmek yeterli! 

Bu bölge LA’da yapılacak aktiviteler kısmında hep en üstte çıkıyor fakat bizce bu bölgeden kat kat güzelleri var. Örneğin Los Feliz! 

Los Feliz Bölgesi

Yavaş yavaş LA’de en sevdiğimiz bölgelere geliyoruz! 

Los Feliz İspanyolca ‘mutlular’ anlamına geliyor. Bölgede öyle müthiş binalar ya da sanat eserleri yok fakat genel bir huzur hakim. Bir de çok sayıda keşfedilecek güzel kafe ve kahveci mevcut.

LA’de çok az yürüyebildik demiştik, arabadan kurtulup keyifle yürüdüğümüz nadir bölgelerden birisi Los Feliz oldu. Los Feliz’de nerelerde yedik içtik onu yazının devamında Los Angeles yeme – içme kısmında anlattık. 

Olvera Street (Meksika Caddesi)

En sevdiğimizi en sona bıraktık. LA’de her milletin bir bölgesi var demiştik, burası da Meksikan Sokağı! Tacocular, kokteylciler, ufak hediyelik alabileceğiniz dükkanlar ve sokağın sonunda da bir meydan var. Büyük bir sokak değil fakat öğle molası verip yemek yemek için ve baştan sona yürümek için çok güzel. Olvera’ya gelirseniz sokağın başındaki Cielito Lindo’da taco yemeyi unutmayın.

Tüüm bu saydıklarımıza ek olarak Los Angeles gezilecek yerlere, kısa kısa yapılacak bir iki şey daha yazarsak;

• Bir adet David Lynch filminin dahil isim babası olmuş Mulholland Drive’dan geçmek
• Meşhur pespembe Paul Smith duvarına uğramak
• En zengin semtlerden birisi olan Pasadena’dan arabayla geçmek,
• Giderken priz dönüştürücünüzü unutmamak,
• Akşam okyanusa girmemek
• LA’in evsizlerine dikkat etmek
• Ve bol eğlenmek önemli! 

Los Angeles gezilecek yerler kısmı ana hatlarıyla yazdık, fakat dediğimiz gibi Los Angeles 18 Milyon nüfuslu ayrı bir Dünya! Herkese zamanının yettiğince ve keyfince bir LA gezisi diliyoruz deyip, yeme içme notlarına geçiyoruz. 

Los Angeles Gezi Rehberi – Los Angeles Yeme İçme

Los Angeles deyince şu an aklımıza ilk olarak farklı kültürler, farklı mutfaklar  ve tıka basa yemek yemek geliyor! Zaten Amerika’ya gidince görüyorsunuz ki sokaklar elinde XL boy kokteyllerle gezenlerle, külahın üzerine 8 top dondurma koyduranlarla ve litrelik kahve alanlarla dolu. Her şey tıka basa yemek üzerine kurulu. Hal böyle olunca biz de Los Angeles’da saldık gitti! Sonuçta gelmişiz 5 günlüğüne, sağlıklı beslenmek de neyin nesiymiş….

Buyrun Los Angeles yeme – içme önerilerimize 

The Original Farmers Market ve Grand Central Market 

The Original Farmers Market ve Grand Central Market, LA’in iki alakasız yerinde fakat tam bir street food ve sebze-meyve market kafasında çalışan devasa yemek pazarı! Tacocular, salatacılar, makarnacılar, Asya mutfağı, Peru mutfağı, organikçiler dondurmacılar ve bilimum Dünya mutfağı burada! Ayrıca fiyatlar da haliyle LA ortalamasına göre daha uygun. 

Biz Original Farmers Market’i bir tık daha fazla sevdik ama hangisi size daha yakınsa onu deneyebilirsiniz. Original Farmers Market’in bitişiğin de bir adet de ‘The Grove’ isimli açık hava AVM’si var. Bizim kaldığımız otel buraya yakın olduğu için bir gece burada mı yesek demiştik fakat fiyatları görünce vazgeçtik. ☺ Yine de biraz mağaza gezinmek isterseniz sanki doğru adres gibi.

Los Angeles’da Sabah kahvaltısı için; 

Los Angeles’da kahvaltı için seçenek bakarken, özellikle sabah o aç karnına halimizle gerçekten çıldırdık. Çünkü bir şehir bu kadar seçenek sunmamalı! Öyle olunca ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz..

İkinci gün kahvaltımızı ‘The Butcher’s Daughter’da yaptık ve kalorinin tadına vardık. Mekanın içi çok Amerikanvari olsa da, ve oldukça kalabalık olsa da yediğimiz her şeyi aşırı sevdiğimizi söylemeliyiz. Hele o kruvasanlar…

Üçüncü gün kahvaltıyı aşırı önerilen Republique’de yaptık. Evet hoş mekan fakat kahvaltıda şekerli şeyler yemeyi sevenler için daha uygun gibi. Los Angeles’da da olsak gözümüz kahvaltıda yumurta arıyor. Hal böyle olunca kendimize uygun yeri son gün bulduk; Eggslut!

Eggslut

Los Angeles’da çok sayıda şubesi olan Eggslut’ın ana teması yumurtalı sandviç. Fakat aşırı iyi..mekanla ilgili söylenecek zaten fazla bir şey yok; istediğiniz kahvaltıysa ve yumurta seviyorsanız doğru adres en yakındaki Eggslut şubesi.

Los Angeles’da Kahveci için;

Intelligentsia Coffee’nin Venice şubesi bizim en çok sevdiğimiz kahveci oldu. Ayrıca ortamı da çok tatlıydı. Silver Lake’de bir şubesi daha varmış. 

Onun dışında denediğimiz kahvecilerden Santa Monica’daki Philz Coffee’yi, Coffee Connection’ı ve LA’de 4 şubesi olan Go Get Em Tiger’ı da sevdik. 

Not alıp da gidemediğimiz kahveciler; Menotti’s Coffee Shop, Goodboybob Coffee ve Paramount Coffee Project oldu. 

Dondurma için Wanderlust Creamery ve Salt & Straw

Los Angeles tam bir dondurmacı cenneti! Salt & Straw en popüler dondurmacısı diyebiliriz. Biz Venice’e yakın olan şubesine gittik ve çok sevdik. 

Kaliforniya’da Food Truck

Kaliforniya deyince Food Truck’sız olmaz. O filmlerde gördüğümüz gecenin bir yarısı Food Truck önünde taco sırası bekleyen turistlerden olmazsa olmaz dedik ve merak ettiğimiz iki tanesini denedik. Los Angeles’da bu arada sayısız sayıda Food Truck var ve en ünlüleri için şöyle bir liste yapmışlar; https://www.timeout.com/los-angeles/restaurants/best-food-trucks-in-los-angeles

Leo’s Tacos Truck ve El Chato Taco Truck adı üzerinde tacocuydu. Taco sevenler ikisini de kaçırmasın! Sevmeyenler için de Kogi BBQ’yi önereceğiz. Bildiğiniz barbeküde et tabağı yapıyorlar. 

Acai Bowl seviyorsanız ‘Açai Dream Bowl Truck’ı da deneyebilirsiniz. Bowl demişken bir diğer bowlcu önerimiz ‘Backyard Bowls’. 

Yine de favori dondurmacımız tavsiye üzerine gittiğimiz Wanderlust Creamery oldu. Dondurma çeşidi konusunda aşmış bu dondurmacının tüm çeşitlerine şu linkten bakabilirsiniz.

In & Out Burger

Bir dönemin değil, her dönemin efsanevi fast food zinciri In & Out, Amerika’nın en bilindik hamburgercisi. Menüsü çok basit; sade hamburger ya da cheesecake, yanına da içecek ve patates. Her daim her şubesinin kalabalık olma sebebi ise hamburgerlerinin lezzetli ve ucuz olması. LA’de daha ucuz fiyata nerede doyulur inanın bilmiyoruz….

Los Angeles’da Chinese Hot Pot

Şu ana kadar önerdiğimiz hiçbir yer ‘all you can eat’ değil fakat Los Angeles tam bir ‘her şey dahil menü’ şehri! Kahvaltıcıdan tutun da sushiciye kadar her şeyin ‘all you can eat’cisi var ve çok meşhur. En azından bir akşam böyle bir yere gidelim dedik ve ‘all you can eat’ konseptli bir ‘Chinese Hot Pot’ mekanı olan ‘Bon Shabu’ya gittik. Kişi bası 30 Usd’ye sınırsız hot pot ve et seçebiliyorsunuz. Eğer gerçekten aç giderseniz gerçekten sonuna kadar değiyor. 

Venezuela Mutfağı

Bir akşam da Venezuela mutfağı denemek istediğimiz için ‘Venezuelan Chamo Cuisine’e gittik. Fena değildi fakat akşam yemeği için daha güzel yerler olabilir. Örneğin Thai mutfağı için ‘Thai + Market’i not almışız. Orası denenebilir. 

Los Angeles’da Gidilebilecek Güzel Barlar

En sevdiğimiz barlara gelirsek; esasen bir Meksika restoranı olan fakat çok güzel kokteylleri olan Te’Kila, sosyalleşmeli bar olarak sevdiğimiz ‘Good Times at Davey Wayne’s ve her köşede şubesi olan aşırı büyük kokteylleri olan Meksika barı zinciri ‘Cabo Cantina’ oldu. 

Everson Royce Bar’ı ise listeye almıştık fakat vaktimiz kalmadı.

Sevgili Los Angeles bizim için tam olarak böyleydi! Bol gezmeli, her saniye ‘ben burayı daha önce gördüm’ hissi içinde, ‘ben bu şehirde yaşarım’ diye düşünerek ve şehre her geçen gün garip bir sevgi besleyerek geçti. Dönerken de hep bir yarım kalmışlık hissi içinde döndük, çünkü o kadar büyük ki, görmek isteyip de göremediğiniz bir yerler hep kalıyor. 

Los Angeles meleklerin şehri mi bilemeyeceğiz fakat artık bizim için ‘enerji’nin şehri! Umarız siz de Los Angeles’ı en az bizim kadar seversiniz. 

Daha önce yazdığımız Las Vegas Gezi Rehberi yazısına buradan, Grand Canyon yazısına buradan, Amerika Vizesi Nasıl Alınır? yazısına da buradan ulaşabilirsiniz.

Grand Canyon Gezi Rehberi

Los Angeles Gezi Rehberi ve Los Angeles Gezilecek Yerler yazımızdan şimdilik bu kadar! Bizden oralara selam olsun!

Herkese güzel geziler!

Sevgiler!

Instagram’da varız ve bekleriz.

https://www.instagram.com/yoldabiblog/